Subscribe:

Ads 468x60px

16 Nisan 2015 Perşembe

Paola Giovetti ( Umut Habercileri - Paola Giovetti )





Samuela, Oyuncak Bebekler
ve İnciler
Paola Giovetti

Samuela da öldüğünde küçüktü, henüz yedi yaşına girmemişti. Sarışın bir kız çocuğuydu, güzeldi, kıpır kıpırdı, yaşam doluydu. 29 Ekim 1983 tarihinde deniz kıyısında bir pikniğe gitmiş ve bir daha geri dönmemişti.

Annesi Brunella, "Yola çıkmadan önce, başına gelecekleri önceden sezmiş gibiydi, dedesini birkaç kez kucaklamıştı," diyor. Samuela annesinin işyerine götürülmeyi de istemişti. Annesini ağlayarak kucaklamış ve son kez onsuz yola koyulacağını söylemişti. Birkaç gün önce de, ölümden sonra ne olduğunu, çocukların niçin öldüğünü sormuştu...

Yola çıktıktan birkaç saat sonra kaza haberini telefonla bildirdiler. "Savona'daki hastaneye nasıl gittiğimi bile bilmiyorum," diye anlatıyor genç, yürekli ve sarışın kızının tersine esmer bir bayan olan Samuela'nın annesi. "Mayosuyla yatan kızımı görünce, ıstırap içinde olduğum halde, nasıl söyleyeyim bilemiyorum, şimşek çakmış gibi ani bir kararlılıkla, 'Ölüm yoktur, Samuela gerçekte ölmedi' diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ve hakikaten de, bu düşüncemde haklı olduğum, Samuela'nın ölümünün üzerinden daha iki gün geçmeden ortaya çıkan belirtiler sayesinde kesinleşti..."

Bunlar ne türden göstergelerdi? Brunella bunları alçak sesle anlatıyor: "Bunlar paha biçilmez, sevgiyle korunması gereken, yalnızca bunları anlayacak kişilerle paylaşılabilecek göstergelerdi.

Birçok garip şey olmaya başladı. Ben medyomsal konularla hiç ilgilenmediğim halde, bir içgüdüyle, bunların kızımdan gelen sinyaller olduğunu düşündüm. Örneğin, kır evimizin kapısı bir gün sertçe çalınmıştı; oysa dışarıda kimse yoktu. Cenaze töreninin yapıldığı günün gecesinde pencere kendiliğinden sonuna dek açıldı, evin içinde yürüyen birinin çıkardığı gıcırtılara benzer sesler duydum.

Sonra yanımdaki döşek, sanki biri üzerine oturmuş gibi içine çöktü. Ve bütün bu olanlar yavaş yavaş ümitsizliğimin huzura dönüşmesini sağladı. On beş gün sonra Moneta’ların oturduğu evin yanındaki postaneye gittim. Orada Moneta'yı tanıyan meslektaşlarım bana kitabını verdiler. Kitabı bir solukta okudum ve çocuğumu Frangi'ye emanet ettim. Sonra Agnese ve Umberto ile tanıştım, arkadaş olduk ve medyomsal yetenekler geliştiren Donatella aracılığıyla Samuela'dan mesajlar almaya başladım. Mesajların birinde 'Anneciğim, okşayışlarımı duymanı sağlayacağım...' diyordu."

Onları gerçekten duyup duymadığını Brunella'ya sordum. Şöyle yanıtladı:
"Hemen değil. Hatta hiçbir şey olmadığı için mesajların geleceğinden kuşku duymaya bile başlamıştım. Sonunda, bir sabah yatakta uyanık bir şekilde yatarken, bir çocuk eli uzun süre yüzümü okşadı, öyle tatlıydı ki! Bu çocuk elinin derisi yer yer pürüzlüydü, tıpkı Samuela'nın ölmeden önceki eli gibiydi. Evimizi onarmak amacıyla duvarcıların getirdiği çimentoyla oynadığı için derisi pürüzlenmişti.

Sık sık çarşafın yukarı kaldırıldığını, yatağıma gelince hep yaptığı gibi beni iteklediğini, çimdiklediğini hissettim. Sonra somut belirtiler görmeye başladım. Örneğin karlı günlerde, mezardan yol boyunca yukarıya kıvrılan ve evimize kadar gelen küçük ve çıplak ayak izleri görüyordum. Sonra, kapalı ve boş olan kır evimizin penceresinin tozlu camına içeriden birkaç S harfi yazıldığını fark ettim. Şimdi de onun saçlarını buluyorum..."

Saçlardan bahsetmeye başladığında çok duygulanmıştı. Şöyle dedi: "Her yerde birkaç saç teli buluyorum. Öyle sık rastlıyorum ki, onlardan bir topuz bile yapabilirim. Samuela nın uzun ve sarı saçları vardı oysa bizim evdekilerin saçları koyudur. İlk saç tellerini, ölümünden birkaç saat önce meyvelerinden yediği ağaçta buldum. Öyle çoktu ki, güneşte ipek iplik gibi parlıyorlardı. O günden beri Samuela evin en olmadık yerlerinde bile saç tellerini bulmamı sağlıyor. Sonra küçük pembe inciler bulmaya başladım. Samuela ölmeden önce, pembe incili bir kolye takıyordu. Şimdi bu incilere her yerde rastlıyorum; mobilyaların üzerinde, yerde, yeni yapılmış yatakların içinde.

Hatta Roma'daki bir arkadaşımın evinde bile bu incilere rastladım. Adı Sandra olan bu arkadaşım da, Agnese Moneta'nın kurduğu ve iç dengelerine yeniden kavuşan ebeveynlerin oluşturduğu bir grubun üyesi." Bu bayanın evinde pembe bir oyuncak bebek de ortaya çıkmış ve bu olay Brunella'nın, Sandra'yı Roma'da ilk kez ziyaret ettiği 1986 yılında yaşanmıştı. "Yola koyulmadan önce Samuela'dan bir mesaj aldım, bana bir armağan bulduracağını söyledi.

Gerçekten de, Sandra'nın evine varır varmaz, bana az önce kanepenin üzerinde bulduğu küçük oyuncak bebeği gösterdi; parfümlenmişti, ıslaktı. Samuela'nın denizde öldüğü düşünülürse, bunun nedeni kolayca anlaşılabilirdi. Sandra bebekle birlikte pek çok inci de bulmuştu ve onlar benim evde bulduklarımla aynıydı. Saydık, toplam 354 taneydi! Başka bir şey daha var: Samuela'nın, her yere düğüm atma alışkanlığı vardı. Şimdi, yani dört yıl sonra bütün kemerlerde, kolyelerde sürekli olarak yeni düğümler oluştuğunu gözlemliyorum!"

Brunella kaset kayıt işlemini de öğrendi, kendisine seslenen çocuğunun sesiyle dolu birçok kaseti var. "Zamanla kızımı kasete konuşmaya alıştırdım," diye anlatıyor. "Küçük bir çocukken ona konuşmayı nasıl öğrettimse, kasete konuşmasını da öyle başardım. Konuşmasını istedim, onu yüreklendirdim. Sonunda, bir gün kaseti dinlerken 'anne' dediğini duydum. Başarmıştı!"
Samuela o günden beri kasette sık sık, açık ve anlaşılır cümlelerle konuşuyor:

"Burası apayrı bir dünya. Burada her şey ışık, her şey sevgi. Oradaysa her şey karanlık."

Elbette bu sözlerin, Brunella'yı ne kadar sevindirdiğini söylemek bile gereksiz.

Brunella, Moneta’ların evinde sık sık buluştuğu Donatella aracılığıyla sevecenlik yüklü mesajlar alıyor:

"Hoşçakal anneciğim, gülümse, ben çok sık geleceğim. Birlikte nasıl oynadığımızı hatırlıyor musun? Burada bir sürü çocuk var. Bana bir öpücük gönder... Hepsi de beni seviyor... Artık ağlamayacaksın. Ben her zaman sizinle birlikte, sizin evinizdeyim!"

Ve Samuela, annesinin kendi yaşadığı mutluluk konusunda emin olmasını sağlamak için sözlerini şöyle bitiriyor: "Ben uçuyorum. Bu güzel mavi dünya ışık yüklü ve ben uçuyorum!"

Ölümünün ikinci yıldönümü olan 29 Temmuz 1985'te şu mesaj geldi:
"Sevgili anneciğim, senin ve benim yaşamımızın her anında yanındayım, sevgi dolu öpücüklerimi sana göndermek üzere sevinç içinde hep sana geri dönüyorum. Frangi bana yardımcı oluyor, kendisine ait bir şeyi korur gibi beni kolluyor. Burada her şey pek güzel ama anneciğim seni özlüyorum. Uyumadan önce senin okşayışların yok artık. Senin soluğunu hissediyorum, yürek atışlarını işitiyorum ama bunlar bana yetmiyor.

Benim yaşamım kısa sürdü. Erkek kardeşimi de yanımda görmek istiyorum, dedemle ninemi istiyorum, bir babanın kucağında oturmayı arzu ediyorum; evimi, hepinizi istiyorum. Anneciğim, beni çağırırsan, benimle konuşursan, bana öpücükler gönderirsen yanma gelirim. Ben de sana öpücükler gönderiyorum ama her zaman bunu hissetmeni sağlayamıyorum... Senin ayrılık dediğin şey göreceli olan geçici bir uzaklaşma. Bizi birleştiren bağı kimse koparamaz çünkü biz bir bütünüz..."

Hem sevindirici, hem de üzücü olan bu mesaj umut dolu sözlerle bitiyor. Küçük çocuk, iki yıl önce gerçekleşen fiziksel ayrılıktan üzüntü duyduğunu gizlemiyor ama yeni yaşamındaki mutluluğu konusunda, annesinin emin olması gerektiğini söylemeyi de unutmuyor. Nihayet başka bir mesaj ile, bedeninden ayrılmasının sebep olduğu travmayı atlattığını Brunella'nın anlamasını sağlıyor:

"Sık sık denize geri dönüyorum, denizi övgüyle anıyorum, şimdi burada olmamı ona borçluyum..."

Zamanla Brunella çocuğuyla iletişim kurma yeteneğini geliştirmeye başladı ve daha şimdiden küçük ama kendisine büyük teselli veren mesajlar aldı.
Samuela'nın ölümü üzerinden dört yıl geçti. Brunella'nın aldığı mesajlar, kanıtlar, belirtiler, göstergeler, ayrıca öbür annelerin kendisiyle dayanışması, yeniden sevinçli biri olmasına hiç de azımsanmayacak bir fayda sağladı. "Ümitsizlik içinde yaşayanların tersine, kendimi ayrıcalıklı biriymiş gibi görüyorum. Çok acı çektim, ancak kızımın gerçekten ölmediğini anladım.

Kendimde, yüreğimde Samuela'nın sevincini ve canlılığım hissediyorum, onunla derin bir bağımız olduğunu biliyorum. Hayır, bu gerçek bir ayrılık değil, benim küçük sarışın meleğim hala yanımda," diyor ve daha sonra da şunları ekliyor.
"Zaman zaman değişik kaynaklarca şu sözler benim için yineleniyor: 'Bu kızın ölümü gerekliydi. Onun sayesinde başkaları doğru yaşamı buluyorlar...' Kendi yaşma göre olağanüstü olgun bir çocuk olan Samuela'nın, ölümden sonra yaşama ilişkin kanıt getirmekle görevlendirildiğine şimdi kesinlikle inanıyorum. Bu inancın yardımıyla olanları benimsedim, anlamım kavradım ve yeniden huzura kavuştum."

( Umut Habercileri - Paola Giovetti )

0 yorum:

Yorum Gönder