Subscribe:

Ads 468x60px

1 Nisan 2016 Cuma

Bağlantı Ve Beyaz Kitap






Geleceğiniz nasıl yaratılıyor? Düşünce yoluyla.Tüm yarınlarınız bugünkü düşünceleriniz tarafından tasarlanıyor,çünkü barındırdığınız her düşünce -hangi amaçla olursa olsun,hayal ettiğiniz herşey-bedeninizde bir his yaratır ve bu his ruhunuza kaydolur.Bu his sonra yaşam koşullarınızı hazırlar; çünkü o , ruhunuza kaydedilmiş aynı hissi yaratacak ve ona uyacak koşulları size çekecektir.Ve söylediğiniz her sözcüğün gelecek günlerinizi yarattığını bilin,çünkü sözcükler düşüncenin ruhunuzda doğurduğu hisleri ifade eden seslerdir yanlızca.
Başınıza gelen olayların yanlızca birer rastlantı olduğunu mu sanıyorsunuz? Öyle değildir.Bu alemde kaza ya da rastlantı diye bir şey yoktur.Ve hiç kimse bir başkasının iradesinin ya da amacının kurbanı değildir.Başınıza gelen her şeyi düşündünüz ve hissettiniz.Bunu ''ya öyle olursa '' diye ya da korkuyla hayal ettiniz veya birisi size bir şeyin olacağını söyledi ve siz bunu bir gerçek olarak kabul ettiniz.Vuku bulan her şey, düşünce ve duyguyla mukadder kılınan bir eylem olarak vuku bulur.Her şey!
Düşündüğünüz her şey -hayal ettiğiniz, söylediğiniz her şey ya olmuştur ya da olmayı beklemektedir.Her şeyin nasıl yaratıldığını sanıyorsunuz? Her şey düşünce yoluyla yaratılmıştır.Düşünce,asla ölmeyen,yok edilemeyen yaşamın gerçek vericisidir ve siz onu kendinize yaşam vermek için kullandınız,çünkü o sizin Tanrı zihniyle olan bağınızdır.
Yüzyıllardır bilge varlıklar bilmecelerle,şarkılarla,yazılarla size bu gerçeği öğretmeye çalıştılar,ama çoğunuz bunu anlamayı reddettiniz,çünkü çok azınız yaşamının sorumluluğunu kendi omuzlarında taşımayı istedi.Ama bu alemin işleyiş biçimine göre , düşündüğünüz her şey -kendinize karşı takındığınız her tutum-sonunda gerçeğinizi yaratır.Bu düşündüğünüz en kötü ve çirkin şey ya da en güzel ve yüce şey de olsa, Tanrı-yaşam o olacaktır;çünkü aradaki farkı yanlızca siz bilirsiniz.Tanrı yanlızca yaşamı bilir.Böylece söylediğiniz şey başınıza gelir.SİZ NE DÜŞÜNÜYORSANIZ O'SUNUZ.
Kendinizi küçük gördükçe küçülecek,zeki olmadığınızı düşündükçe aptallaşacaksınız.Kendinizi çirkin buldukça çirkinleşecek,yoksul olduğunuzu düşündükçe yoksullaşacaksınız,ÇÜNKÜ BÖYLE OLMASINI SİZ MUKADDER KILDINIZ.
Tanrı'nın sevgisinin ne kadar büyük olduğunu düşünün ki o size,istediğiniz herşeyi olma ve yaratma özgürlüğü veriyor,ancak sizi asla yargılamıyor.Onun size duyduğu ve benimsediğiniz her düşünceyi ve söylediğiniz her sözü tezahür ettirmenizi sağlayan sevgiyi düşünün.BUNU DÜŞÜNÜN.
Öyleyse,yaşamınızın yaratıcısı kim?
Siz.
Olduğunuz herşeyi ve deneyimlediğiniz herşeyi -Tanrı olan düşünceyle-kendi muhakemenizle yarattınız.Yaşamınıza tümüyle kabul etmeyi istediğiniz şeyleri kabul ettiniz ve yaşamı kabullendiğiniz değerlerinize göre deneyimlediniz.Sizin için neyin iyi olduğunu,neyin deneyimleneceğini belirleyen sizsiniz.Kendi düşünüşünüzle, sizsiniz.
Yaşam mücadelenizi izleyen bir Tanrı'nın esiri ya da kuklası değilsiniz.Hayatın huşu vericiliğini tam bir özgürlükle yaşıyorsunuz.Her biriniz,seçtiğiniz düşünceleri kabullenme konusunda irade özgürlüğüne sahipsiniz ve bu huşu verici güçle her şeyi kendiniz yarattınız.Her hissiniz yaşam yolunuzu yaratır.Neyi düşünüp hissediyorsanız ,o hayatınızda var olacaktır;çünkü Tanrı her duyguya ''olsun'' der.
Siz kimsiniz? Varlığınızın sessizliğinde düşünme,yaratma ve neyi olmayı isterseniz o olma yeteneğine sahip olan Tanrı'sınız.Şu anda siz,kesinlikle olmayı seçtiğiniz sizsiniz ve kimse sizi böyle olmaya zorlamadı.Siz yasa yapıcısı,yaşamınızın ve yaşam koşullarınızın yüce yaratıcısısınız.Siz bu ve diğer birçok yaşamınızda tam olarak idrak etmeyi başaramadığınız herşeyi-bilen bir zekanın en yüce hükmedenisiniz.

Bir zamanlar,bir çiçek yaratabilirdiniz.Ama şimdi kendiniz için ne yaratıyorsunuz? En büyük yaratımlarınız mutsuzluk,endişe,sefalet,nefret,kavga,kendini-inkar,yaşlılık,hastalıkve ölümdür.Sınırlayıcı inançları kabullenerek kendinize sınırlı bir yaşam yaratıyorsunuz,bu inançlar varlığınızda değişmez gerçekler haline gelerek yaşamınızın realitesini oluşturuyorlar.Her şeyi,her insanı,hatta kendinizi bile yargılayarak kendinizi yaşamdan ayırıyorsunuz.Güzellik denen moda ölçüsü içinde yaşıyor ve kendinizi ,insanın -kendi erişilemez idealinden başka bir şey kabul etmeyen-sınırlı bilinci tarafından kabul edilmenize izin veren şeylerle çevreliyorsunuz.Sizler büyümek için doğan,bedeninin canlılığını yitiren ve yok oluncaya dek kendini yaşlılığa inandıran bebeklersiniz.

Bir zamanlar özgürlük rüzgarları olan siz büyük yaratıcı tanrılar,büyük kentlerde kilitli kapılar ardında korkuyla yaşayan bir insan sürüsü haline geldiniz.
Yükselen dağların ve harika rüzgarların yerini yükselen binalarınız ve korku dolu bilinciniz aldı.Nasıl düşüneceğinizi,neye inanacağınızı ,nasıl davranacağınızı ve neye benzeyeceğinizi belirleyen bir toplum yarattınız.
Savaştan ve savaş söylentilerinden korkuyorsunuz.Hastalıklardan korkuyorsunuz.Kabullenilmemekten korkuyorsunuz.Sevgi açlığı çektiğiniz halde,başka bir insanın gözlerinin içine bakmaya korkuyorsunuz.Başınıza gelen her iyi şeyi sorguluyor ve aynı şeyin bir daha olup olmayacağı konusunda kuşkuya düşüyorsunuz.Piyasada başarı,ün ve para için sürünüp yaltaklanıyorsunuz,ve ah, hepsini bir parça mutluluk için yapıyorsunuz.
Düşüncenizle kendinizi umutsuzluğa düşürdünüz.Düşüncenizle kendinizi değersizliğe düşürdünüz.Düşüncenizle kendinizi başarısızlığa düşürdünüz.Düşüncenizle kendinizi hastalığa düşürdünüz.Düşüncenizle kendinizi ölüme sürüklediniz.Tüm bunları siz yarattınız,çünkü içinizdeki -bir düşünceyi alarak evrenler yaratma gücüne sahip olan- ateşli yaratıcı sınırlı düşünceyle kendini inanç,dogma,moda,gelenek ve sınırlı düşünce içine hapsetmiştir.Ve yaşamanıza izin vermemiş olan sizin kendi inançsızlığınızdır.

Neye inanmıyorsunuz? Bedensel duyularınızla algılayamadığınız her şeye; işitilmeyen,görülmeyen,dokunulamayan,tadılamayan ya da dokunulamayan her şeye.
RAMTHA ,BEYAZ KİTAP

0 yorum:

Yorum Gönder