Subscribe:

Ads 468x60px

7 Ocak 2014 Salı

In Lak'ech Ala K'in” – Yüreğin Yaşayan Yasaları



Maya geleneğinde, Maya bilgeliği ile ünsiyeti olan birçok kişinin bildiği bir selamlaşma şekli vardır. “In Lak’ech Ala K’in” karşımızdakinin kendimizin bir sureti (bir başka kendimiz) olduğuna dair bir kanundur. Bunun geleneksel anlamı: Sen bensin, ben de senim; yani birliğin ve tekliğin açıklaması ve tanıklığı. “In Lak'ech Ala K'in” Doğu Hindistan için Namaste, İnka’lar için Wiracocha ve Lakota’lar (Kuzey Amerika’daki Siu kabileleri) için Mitakuye Oyasin gibi güzel selamlar ile aynı anlamı simgeler. Geldiği kültür önemli değildir. Fakat bu kutsal selam verildiğinde, eller her zaman kalp üzerine konur. Bu da sadece bir selam verme biçimi ya da duyguların açığa vurumu olmadığını ifade eder.

Bu bir yaşam bicimidir; her gün her an karşı karşıya geldikleri her şeye "Sen benim bir suretimsin." ya da "Sen bensin, ben de senim." demek sürekli bir şükran ifadesidir.

Mayalar’ın yaşam tarzını anlamak için, “In Lak'ech Ala K'in” öğretisinin derinliğini daha iyi kavramak gerekir. Bu selam, basit ve onurlu bir Maya selamından daha fazla anlam içermektedir. Bir ahlak ve tüm yaşam için olumlu bir gerçeğin ortaya çıkartılması için oluşturulan bir yaşam tarzıdır.

Kutsal varlıklar olarak biz “In Lak'ech Ala K'in” yasalarını yaşamak için ahlâkî bir sorumluluk taşıyoruz. Bugün baktığımızda her yaptığımız eylemin, hayatımızı geniş bir şekilde, hatta tümüyle etkilediği somut bir gerçektir. Buradan da, olumsuz davranışlarımızın, tüm yaşamımızı olumsuz yönde etkilediği sonucunu çıkartabiliriz. Biz, olumlu hareket etiğimizi duyup düşündüğümüz zaman da, tüm yaşamımızı olumlu bir şekilde etkilediğimiz de somut bir geçeklik olmalıdır. “In Lak'ech Ala K'in” yasasını yaşıyorsak, hayatımızda, yaptığımız her hareketin tüm hayata karşı olan saygımızdan kaynaklandığını yüreğimizin derinlerinde hissederiz. Yüreğimizi, her gün “In lak’ech Ala K’in” sözcükleri ile birlikte en güzel şekilde sunabiliriz. Ağaçlara, gökyüzüne, kuşlara ve yıldızlara kadar uzanabiliriz. Güneşin her doğuşunu “In Lak’ech Ala K’in” ile selamlayabiliriz. Her yeni günü yüreğimizde kutsal bir gün olarak yaşayabiliriz.

Bir düşünün: Bu şekilde selam vermeye başladığınız zaman kendiniz için de bir şeyler yapıyorsunuz. Siz kendinizden bir enerji vermiyorsunuz, bu mümkün değil! Zira öyle olsa siz ayrı olmalısınız, “In Lak`Ech Ala’Kin”, yani "Sen benim suretimsin." dediğinizde, siz kendinizden bir parçayı veriyorsunuz, o da sizsiniz. Enerjinin nefes bile alamadığımız kadar az olduğu bu günlerde bu sözlerin bir kışkırtma veya meydan okuma gibi geldiğinin farkındayım. Bunu hayata geçirmenin basit bir alıştırması var ve bu alıştırma sadece kendimiz için. Her gün yolumuza bir şükran ile devam edeceğiz. Hayat bize ne getirirse getirsin her gün hem dilimiz hem içimiz ile “In Lak'ech Ala K'in” ile karşılık verebiliriz; bu kelimeler kutsal olan her şeyin yani "sevginin Kalbi". Kalbimize sevgi ve saygı yön verecektir. Sonuç sizi hayran bırakacaktır, bunu kendiniz göreceksiniz. Kalbimizi açıp şükran yolladığımız zaman, bize kapanan tüm kapıları yeniden açarız. “In Lak'ech Ala K'in”i bıkmadan, usanmadan kullanabiliriz, çünkü ne verirsek verelim kendimize veriyoruz ve kat be kat geri alıyoruz. Verdiğimiz zaman alıyoruz. Peki, doğru şekilde verdiğimizi nasıl anlayabiliriz? Bu çok basit, içimizden “In Lak'ech Ala K'in” dediğimizde sevgi titreşimini hissedebiliyorsak kalbimizden veriyoruz demektir; kalbimizden, yani: “In Lak'ech Ala K'in”.

Kendimizi güçsüz, bitkin hissediyorsak korkudan dar dşünerek, sorumluluktan, egomuzdan, mecbur kaldığımızdan, kabul edilmek veya sevilmek için vermişizdir. Ne kadar sürekli “Lak'ech Ala K'in” egzersizini yaparsak, verdiğimiz o kadar berrak olacaktır ve aldıkça kabul etmesini ve çoğalmasını öğreneceğiz. Unutulmamalıdır ki, ne giderse o gelir. Nasıl gönderdiysek. Eğer hayatı olduğu şekliyle sevmiyorsanız, göndermeyin ve aramayın. ”Lak'ech Ala K'in” hayatımızın bir parçası haline gelirse, eski yollarımız belki silinecek, etrafımızda sadece bizim ile kalpten kalbe iletişim içinde olanlar bulunacak. Gerçekten yaşadığınız hayata şükran duyacak ve herkesi seveceksiniz, çünkü herkes sizin bir parçanız. Artik madur gibi davranamayacaksınız, korkularla yaşamayacaksınız. Her türlü olabilecek felaket ile karşı karşıya bulmayacağız kendimizi, bunların yerine şerefli bir gelecek ile göz göze geleceğiz. Kehanetleri yeniden yazmamızın zamanı geldi bizim için. Eskidiler artik. Geleceğimizin görüntüsünü şu anda yaratmaya başlamalıyız. “Lak'ech Ala K'in” kullanıldıkça gelecek yargısız olacak ve sonuçlanması gerekenler şeyleri sonuçlandıracağız güzel şeyler hissederek.

Şimdi, Dünya’nın nasıl görünmesini istiyorsunuz? Dünyanın karşınızda oluşması için durup beklemeyin orada. Bunun faydası sadece kendine faydası olanlaradır. Her şey bizim elimizde. “Lak'ech Ala K'in”in ahlak kurallarını anlamamız için alıştıklarımızdan farklı olduğunu bilmemiz yeterli, "Bizler enerji üretici ve dağıtıcılarıyız." ve bu enerji(ler) yasadığımız Dünya’yı cennet haline getirebilir. “Lak'ech Ala K'in” ile yaşadığımız taktirde…

Gerçeğimizi oluşturan doğal yeteneklerimiz ile yaşıyoruz. Bizler insanlığın olumlu anlamda bilinç topluluğuyuz. Mayalar "Yıldız Ataları" veya "Görünmez Meclis" olarak da adlandırılan bu doğal kozmik güçleri anlıyor ve kullanıyorlardı istedikleri gerçeklerini oluşturmak için. Bugün de sıkça rastlanan kutsal takvimlerinde (Tzoklin) evrenin tüm doğal kanunları belirtilmiştir. Şimdi bu anlayışa erişme zamanı bizler için geldi. Şimdi "Yıldız Atalarımız" gibi değişime uğrama zamanı bizim için geldi. Onlar hepimizin Ataları zira ülkeler kurulalı devletler inşa edileli, sınırlar koyulalı çok fazla zaman olmadı; ondan önce herkes BIR idi.

Dünyayı değiştirme zamanı bize geldi. Ne kadar çok insan “In Lak`Ech Ala’Kin”i yaşarsa başka insanlardan ve evrenden o kadar az ayrı olduğumuzu düşüneceğiz.

Aramızda hiçbir şekilde rekabet, çekişme, kıskançlık veya haset olamaz, çünkü biri birimizin birer parçasıyız. Biz paylaşabiliriz, biri birimize yardım edebiliriz fikirlerimizde, araştırmalarımızda ve çalışmalarımızda herkese yeterli olmayacak korkusu olmadan. Tekliğin, birliğin ve bütünlüğün gerçekliğini yaşarsak, tekliğin, birliğin ve bütünlüğün gerçeğini göreceğiz! Bizlerden ne kadar çok insan güzel bir Dünya için bu duyguya kendince katılırsa o kadar çabuk yerine varacaktır. Eve varmış olmak demek Barış, Sevgi ve Uyumlu Birlik içinde yaşamaktır.

In Lak`ech Ala`Kin

Sen ve ben: Biz biriz. Ben senin canini acıtamam, kendimi yaralamadan.

Mahatma Gandhi

Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla.

Mahatma Gandhi

0 yorum:

Yorum Gönder